Paromomisin %20’lik oral solüsyonun, buzağılarda kriptosporidiozisin kontrolündeki etkinliği

ALMANYA’DA BİR SÜT İŞLETMESİNDE YAPILAN DENEMEDE, PAROMOMİSİN %20’LİK ORAL SOLÜSYONUN BUZAĞILARDA KRİPTOSPORİDİOZİSİN KONTROLÜNDEKI ETKİNLİĞİ ARAŞTIRILMIŞTIR.

Buzağı ishalleri, dünya çapında sığır yetiştiriciliğini derinden etkileyen, buzağı yetiştiriciliğinde en yaygın görülen problemlerden biridir. Kriptosporidiozis ise tek başına veya diğer enfeksiyonlar ile ishale bağlı buzağı kayıplarının %50’sinden sorumludur. İşletmeler üzerine büyük çaptaki ekonomik etkisi ve zoonotik ajanların saçılımını önlemedeki zorluklar sebebiyle, kriptosporidiozis kontrolü önemli bir sorun olmaya devam etmektedir.

Kriptosporidiozis; canlı ağırlık kaybı, büyümede gecikme, ishal ve ölüme neden olarak ekonomik kayıplara yol açmaktadır.

 

Buzağı ishalleri, dünya çapında sığır yetiştiriciliğini derinden etkileyen, buzağı yetiştiriciliğinde en yaygın görülen problemlerden biridir. Kriptosporidiozis ise tek başına veya diğer enfeksiyonlar ile ishale bağlı buzağı kayıplarının %50’sinden sorumludur. İşletmeler üzerine büyük çaptaki ekonomik etkisi ve zoonotik ajanların saçılımını önlemedeki zorluklar sebebiyle, kriptosporidiozis kontrolü önemli bir sorun olmaya devam etmektedir.

Kriptosporidium fekal-oral yolla bulaşır. Enfeksiyon için düşük miktarlarda ookist ile doğrudan temasın yeterli olması ve ookistlerin dayanıklığını önemli çevre koşullarında uzun süre koruması, çiftliklerde yerleşmiş parazitin eradikasyonunu zorlaştırır.

Ürün denemesi Almanya’daki bir süt işletmesinde yapılmıştır

Almanya’daki kripyosporidiozis kaynaklı buzağı ishali geçmişi olan bir işletmede yapılan denemede Paromomisin %20’lik oral solüsyonunbuzağılarda kriptosporidiozisin kontrolündeki etkinliği araştırılmıştır. Çiftlik, kısmen suntalanmış zeminde, sürekli havalandırmalı ve ek ısıtma olmadan
barındırılan 2500 sağmal hayvana sahiptir. Denemenin başında, immunokromotografi temelli hızlı test kitleri (Huve-Check ) kullanılarak, ookist varlığı tespit edilmiştir.

Araştırma için 60 Holştayn Frizyan buzağı (4-15 günlük yaş) seçildi. Hayvanlar rastgele iki gruba ayrıldı; bir grup tedavi gördü̈, diğeri ise görmedi. Tedavi gruplandırmasından sonra, deneme boyunca hayvanlar tek tek ayrılarak barındırıldı. Klinik ve laboratuvar muayeneleri ile tedavi uygulamalarında farklı personeller görev yaptı. Çiftlik çalışanlarının tümü tedavideki gruplandırmadan habersizdi. Tedavi edilen gruptaki hayvanlara 20 ml’lik şırıngalarda Paromomisin %20’lik oral solüsyon (Parofor CRYPTO) oral yoldan uygulandı.

Uygulama, 50 mg/ kg C.A. başına/gün olarak 7 gün boyunca devam ettirildi. Tedavi görmeyen hayvanlar kontrol grubunu oluşturdu. Deneyde yer alan tüm hayvanlar 21 gün boyunca gözlemlendi. Dışkıdaki kriptosporidium ookist varlığı ve dışkı skorlaması yapıldı. Dışkıda yapılan skorlama, 0. günden 7. güne kadar günlük olarak kaydedildi.
Her bir dışkı örneğinin skorlanması şu sisteme dayanılarak yapıldı:

  • Normal dışkı: 0
  • Macun kıvamında dışkı: 1
  • Sıvı kıvamda dışkı: 2
  • Kanlı – sıvı dışkı: 3

Skor 2 ve üstü ishal olarak kabul edildi. Ookistlerin varlığını değerlendirmek için, ilk yedi gün dışkı örnekleri toplandı, sonraki iki hafta ise haftada ü  kere toplandı. Örnekler modifiye McMaster metodu (Bellosa ve ark., 2011) ile analiz edildi.
Sonuçlar

Tedavi protokolünün değerlendirilmesinde esas etkinlik kriteri 7. güne kadar kriptosporidiozis kaynaklı ishallerin insidansı olarak belirlenmiştir. Diğer bir kriter ise dışkıdaki ookist yoğunluğuna bağlı olarak ishalin şiddetinin analiz edilmesidir.

Parofor CRYPTO, kriptosporidiozisin tedavisinde; dışkıda ookist atılımı, ishalin insidansı ve dışkıda skorlamanın iyileştirilmesi anlamında istatistiki açıdan önemli sonu lar ortaya koymuştur.

Kaynaklar istek üzerine paylaşılabilir.

KRİPTOSPORİDİOZİS
ZOONOZ BİR HASTALIKTIR!

Yapılan araştırmalar, sığırların dört ana Cryptosporidium türü ile enfekte olduğunu göstermektedir: C. parvum, C. bovis, C. andersoni ve C. ryanae. Bu Cryptosporidium türlerinden Cryptosporidium parvum, geviş getiren hayvanlarda enfeksiyonların çoğundan sorumludur. Bununla birlikte buzağı, kuzu ve oğlaklarda neonatal diyarenin
etiyolojisinde  nemli bir etken olarak kabul edilmekte, doğrudan ya da dolaylı önemli ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Dahası kriptosporidiyozun zoonotik potansiyeli, onu bir halk sağlığı sorunu
haline getirmektedir.