MASTİTİS: Hakkında Her şeyi Bildiğimiz Bir Gizem

Hrvoje Starcevic DVM, Ruminant Global Ürün Müdürü
Bu makale International Dairy Topics Dergisi’nin 20. Cilt, 6. Sayısı’nda yayınlanmıştır.

Mastitis, üretim sistemlerinden bağımsız olarak dünya genelinde süt ürünleri üretimi üzerinde büyük bir yük oluşturmaktadır. Memede soğuk, sıcak ve herhangi bir travma sonucu veya ana etken olarak bakteriler (Gram + ve Gram -), mycoplasma veya mantarların neden olduğu yangıya mastitis denir.  

Patojenlerin üremesi veya oluşturdukları toksinler, meme dokusunda irritasyon ve yıkımlanmaya bağlı yangı oluşturur. Genellikle bu patojenler meme kanalı ya da daha az sıklıkla kan veya lenf yolu ile meme dokusuna girerler.  

Mastitislere neden olan patojenler, cevresel (E.coli, Strep.uberis vb.) ve bulaşıcı (Staph.aureus, koagulaz negatif Staph. (CNS), Strep.agalactiae vb.) olarak iki gruba ayrılabilir. Hastalığı, meydana gelen semptomlara göre klinik ve subklinik mastitis olarak sınıflandırmak da mümkündür. Klinik mastitisler görülebilir semptomları nedeni ile sürü içinde kolaylıkla belirlenebilir. Subklinik mastitisler ise semptom göstermediği için tespit edilemez. İnek sağlıklı görünürken, durum ara sıra gözlenen somatik hücre artışı (SCC) ve sütte hafif verim kaybı ile fark edilebilir.

Klinik mastitislerin çoğunluğundan koliform bakteriler sorumludur ve %80’ninden fazlasında E.coli izole edilmiştir. Subklinik mastitislerin çoğunluğunu ise Gram (+) bakteriler domine eder ve işletmelerin tedavi protokolleri bunun üzerine kurulmuştur.

 Mastitis ile mücadele hiç kolay olmamakla birlikte yüksek miktarda zaman, para, işgücü ve aşağıdaki noktalar üzerinde yoğun çalışılmasını gerektirir;

  • Hijyen
  • Besleme
  • Sağım sistemleri rutin bakımı
  • Şüpheli hayvanların ve klinik vakaların yönetimi
  • Meme sağlığı
  • Kuru dönem prosedürü
  • Sağmal dönem tedavisi 

Mastitis tedavisi mastitise neden olan patojene göre seçilmelidir. Ancak klinik vakaların akut seyri buna izin vermez.

Meme içi ve parenteral uygulama şeklinde iki ana tedavi yolu olmakla birlikte her iki yolun artıları ve eksileri vardır. Parenteral infizyonlar en iyi seçenek olarak görünse de verilen aktif maddenin meme dokusunda istenen düzeyde yoğunlaşması çok zor olmaktadır. Bu nedenle de piyasada mastitis tedavisi için onay almış sınırlı sayıda parenteral ürün vardır.

Meme içi tedavi ise direkt tedavi yaklaşımıdır. Aktif madde veya maddeler farmakokinetik (yağda çözünme, iyonizasyon, serum ve doku proteinlerine bağlanma, taşıt maddesi, meme içi tedaviye uygun formülü gibi) özelliklerine göre seçilir. Farmakodinamik açıdan ise düşük MIC (minimum etkin konsatrasyon) değerine ve yüksek bakterisidal etkiye sahip olması istenir.  

Huvepharma sahip olduğu ürünler ile (Albiotic: Meme içi tüp ve Pharmasin 200: Parenteral antibiyotik) her iki etkin tedavi yolunu sizlere sunmaktadı