Bağırsak sağlığına bütüncül yaklaşım için başarılı araçlar

Lode Nollet PhD, Huveparma Global Enzim Ürün Müdürü
International Poultry Production, Volume 30 No 2’de yayınlanmıştır

Yüksek kaliteli, düşük maliyetli ve hayvanlar için güvenli üretimi desteklemek için besinsel stratejiler, günümüzde artık bir zorunluluk haline geldi. Beslenme, sağlık, hayvan refahı ve çevre sağlığı arasındaki ilişkinin göz önünde bulundurulması gereken bir zamanda yaşıyoruz. Kanatlı üretiminde artan yem maliyetleri üreticilerin karlılıkları üzerinde zorlayıcı bir baskı oluşturuyor. Bu nedenle beslenme uzmanları, hayvanların performans ve bağırsak sağlığını korurken aynı zamanda beslenme maliyetlerini düşürmenin yollarını arıyor.

Bu makalede beslenme uzmanlarını destekleyecek elle tutulur birkaç stratejiden bahsedeceğiz.

Koksidiyozisin kontrolü

Eimeria türünden protozooların neden olduğu koksidiyozis, broiler sektöründe idaresi çok zor ve en yaygın kanatlı hastalıklarından biridir.

Koksidiyozisin yetersiz ve etkisiz kontrolü, diğer patojen mikroorganizmaların çoğalması için uygun bir yolak sağlayarak, bağırsak hasarı oluşumu ile sonuçlanır.

Buna bir örnek olarak, gerektiği gibi yapılmayan koksidiyozis kontrolünün yüksek miktarda sindirilmemiş protein varlığında Clostridia spp.’nin üremesi için ideal bir ortam oluşturması verilebilir.

Klinik koksidiyozise yakalanan kanatlılar; tipik olarak diare, kanlı dışkı, artan mortalite, azalan yem tüketimi ve bozulan bir performans gösterecektir. Koksidiyozisin yetersiz kontrolü, herhangi bir klinik belirti olmaksızın, büyümede gerileme ve yem dönüşüm oranında azalmaya neden olur.

Kanatlı hayvanlar için kullanılan yoğun üretim yöntemleri, Eimeria’nın hayvanlar üzerindeki bu yıkıcı etkisini desteklemektedir. Sonuç olarak, koksidiyoz özellikle broiler söz konusu olduğunda devamlı dikkat gerektiren bir sorundur ve yemde antikoksidiyal kullanımına ek olarak, koksidiyozis aşıları ve ilaçlar ile takviye yapılmasını gerektirir.

Koksidiyozis kontrolü iyi bir izleme programı ile takip edildiğinde, bu, doğru yürütülen bir bağırsak sağlığı yönetim programının temelini oluşturacaktır.

Yemin sindirilebilirliğini iyileştirmek

Yemin sindirilebilirliğini iyileştirmek, yüksek sindirilebilirliğe sahip yem maddelerinin seçimi ile mümkün olabilir. Bununla birlikte bu seçim aynı zamanda yem maliyetlerinin de artması anlamına gelecektir. NSP (Nişasta Olmayan Polisakkaritler)’leri parçalayan yem enzimlerinin kullanımı ile yemin sindirilebilirliğini artırmak, yalnızca formülasyonda yem maliyetini düşürmekle kalmayacak, aynı zamanda kanatlıların bağırsak sağlığı üzerinde de olumlu etki gösterecektir.

NSPaz enzimleri ksilanaz veya ksilanaz esaslı enzimatik kompleksler içerir ve bu enzimlerin etki mekanizmaları, bağırsak vizkozitesini minimal düzeye indirecek çözünebilir arabinoksilanların hidrolizini sağlayarak, mikrofloranın aşırı çoğalmasını ve bu sayede sindirim sistemi sorunlarının önlenmesini destekler.

Vizkozitede etkili bir azalma ile NSPaz enzimleri çözünmeyen arabinoksilanları da hidrolize edecektir. Bu aktivite, bitkisel yem hammaddelerinin hücre duvarlarında hapsolmuş besin maddelerinin (büyük oranda nişasta ve proteinler) açığa çıkmasını sağlayacaktır.

Doğru NSPaz enziminin kullanımı, nişasta ve proteinlerin sindirimini geliştirmeye öncülük eder. İkincisi, bağırsağın (son) kısmındaki yüksek seviyelerde sindirilmemiş protein, nekrotik enteritise sebep olan Cl.perfringens gibi protein seven patojenlerin üremesi için uygun bir ortam oluşturduğundan özellikle önemlidir.

Arabinoksilanların NSPaz ile yıkımlanması aynı zamanda iyi bir sindirim sistemi sağlığına olanak tanıyan villus rejenerasyonu için çok önemli enerji kaynağı olan ve bağırsakların alt kısımlarındaki mikroflora tarafından butirata fermente edildiği bilinen arabinoksilan-oligosakkaritleri (AXOS) ortaya çıkarır.

Fitaz enziminin sadece fitatı yıkımlayarak fosforu serbest bırakmakla kalmayıp, aynı zamanda bir anti-nutrisyonel faktör olan fitatı da yok ettiği gösterilmiştir. Bu endojen protein kayıplarının azalması ile birlikte, aynı zamanda fitat tarafından kompleks haline getirilen protein ve amino asitleri serbest bırakarak sindirilebilirliklerini arttırır.

Mikrobiyotayı desteklemek

Sağlıklı bir bağırsak ile hayvanın mikrobiyotası arasındaki ilişki yadsınamaz. Bütünsel yaklaşımın bir parçası olarak, probiyotiklerin beslenme programına dahil edilmesi, bağırsak sağlığını mikrobiyal açıdan desteklemenin bir yolunu sunar. Probiyotiklerin etki şekli, faydalı metabolitlerin üretimi veya istenmeyen bakterilerle doğrudan rekabet dahil (ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere) genellikle çok faktörlüdür.

Sonuç olarak, probiyotikler genellikle mevcut mikrobiyota varlığının dengelenmesine ve güçlenmesine yardım ederek genel bağırsak sağlığını destekler.

Probiyotikler formülasyonlarına ve kullanılan suşa bağlı olarak yem veya su hatlarına dahil edilebilirler. Pazarda birçok ticari takdim şekli mevcut olmasına karşın, tercih edilecek ürün spor formunda, araştırılmış ve kanıtlanmış bir etki mekanizmasına sahip tek suşlu benzersiz bir ürün olmalıdır. Bu tür probiyotikler, ürün etkinliği sağlarken kullanım kolaylığını da artırır. Bu tür benzersiz probiyotiklere Bacillus licheniformis canlı sporlarını içeren B-Act ve Clostridium butyricum sporlarını içeren Miya-Gold / Top Gut iyi bir örnek olarak verilebilir.

Probiyotikler, üreticilerin hayvanlarının bağırsak sağlığını verimli bir şekilde desteklemelerini sağlayarak, onları baştan sona başarılı bir üretim dönemi için hazırlar.

Optimal yetiştirme için çözüm

Bağırsak sağlığı yönetimi, kanatlı yetiştiriciliğinin karlılığı için büyük önem taşımaktadır.

Optimal bağırsak sağlığını yönetmenin ardındaki strateji, bugün piyasada mevcut olan en önemli kontrol araçlarının bir kombinasyonunu içermelidir. Bu kombinasyonda, yeterli ve iyi düşünülmüş bir koksidiyoz kontrol programı bir NSP ve fitaz enzimi ile birleştirilir ve iyi fonksiyona sahip bir probiyotik ile tamamlanır.