Bağırsak solucanı enfestasyonları her zamankinden daha önemli

Bağırsak solucanı enfeksiyonları ile mücadele, ancak iyi planlanmış stratejiler ve optimal management koşullarının eş zamanlı olarak uygulanması ile sağlanabilir.

Bağırsak parazitleri dünya genelinde çok iyi yönetilen kanatlı çiftliklerinde dahi hala önemli üretim kayıplarına neden olmaktadır. Son zamanlarda Avrupa’da yapılan yumurtacı tavuk kümesleri ile ilgili düzenlemeler ve hayvan refahı ile ilgili tüketici talepleri; geleneksel kafes yumurtası üretiminden, yer tavuğu ve kafessiz katlı tavuk üretim modellerine geçişe öncülük etmiştir. Ayrıca free range yetiştiricilik de giderek yaygın hale gelmeye başlamıştır.

Ne yazık ki bu kümes sistemleri, fekaloral bulaş yolu ile meydana gelen paraziter enfeksiyonların yayılmasını kolaylaştırmış ve bundan dolayı bağırsak solucanı enfeksiyonlarının yaygınlığını büyük oranda artırmıştır. Süregelen kayıplar, esas olarak bağırsak mukozasında meydana gelen hasarlar ve yem maddeleri için yarışmacı rekabet nedeniyle bozulan teknik performans parametreleridir.

Sonuç olarak bağırsak solucanı enfeksiyonları yumurta üretimi, kuluçka randımanı, FCR ve günlük canlı ağırlık artışı üzerine negatif olarak etki etmektedir. Bazı vakalarda genel durumun bozulması ve ishal gözlemlenmektedir. Sonuç olarak, bakteriyel ve viral hastalıklar sonucunda daha düşük bir immun yanıt oluşması veya aşılama yapılan hayvanlarda hastalığa olan duyarlılığın artmasına neden olmaktadır. Kümes havanlarında, Ascaridia galli, Heterakis gallinarum ve Capillaria spp. içeren nematodlar en önemli solucan türleridir.

Nematodlar zorunlu ara konakçıya ihtiyaç duymadan yaşam döngülerini direkt olarak tamamlarlar. Solucan yumurtaları hızlı ve yoğun bir şekilde çevreye yayılır ve bu şekilde yıllarca canlı kalabilirler. Saçılan yumurtaların enfeksiyon meydana getirecek duruma gelmesi için toprakta veya altlıkta embriyonal aşamalarını tamamlamaları gerekmektedir. Bağırsak solucanı yumurtaları, herhangi bir gelişim gösterip enfeksiyöz larvalara dönüşmeksizin toprak solucanlarını paratenik konak olarak kullanabilirler.

Hastalığın prevalansı free range yetiştiricilikte artmaktadır

Ascaridia galli ve Heterakis gallinarum tüm kümes sistemlerinde oldukça yüksek yaygınlığa sahiptir. İnce bağırsaktaki A. galli (50116 mm boyutunda büyük yuvarlak solucan) enfeksiyonları yüksek FCR oranı, düşük canlı ağırlık artışı ve yumurta veriminde azalma ile ilişkilendirilir. Şiddetli enfeksiyonlar artan ölüm oranlarına ve zaman zaman da parazitin tavuk yumurtaları içine göç etmesine neden olabilir. H.gallinarum (715 mm küçük yuvarlak solucan) ile enfekte tavukların sekum duvarında kalınlaşma ve yangı meydana gelir.

Sekumdaki H. gallinarum’un asıl ekonomik önemi kümes hayvanlarında karabaş hastalığına neden olan ve protozoal bir parazit olan H. meleagritis’in zorunlu konakçısı olması ile ilişkilidir. Bunun yanında Salmonella spp. ve virüsler bağırsak solucanları yolu ile taşınabilir.

Belçika’da kafes sistemi olmaksızın (kafessiz katlı kümesler, yer tavuğu üretimi ve salma tavukçuluk free range şeklinde) yetiştiricilik yapılan 48 yumurtacı kümes, bağırsak solucanlarının yaygınlığı yönünden incelenmiştir. 284 fekal örnek analiz edilmiş, örneklerin %56’sının bağırsak solucanları ile enfekte olduğu saptanmış ve gözlemlenen kümeslerin %81,3 oranında pozitif olduğu tespit edilmiştir.

A.galli ve H. gallinarum araştırılan tüm türlerin %75,2’sini temsil etmektedir (sırası ile %41,9 ve %33,3). Capillaria (sekum kıl kurdu) varlığı ise daha az ve sadece free range yetiştirilen sürülerde tespit edilmiştir. Sestodlar olarak da adlandırılan Railitenia gibi tenyalar, özellikle free range sürülerde ve köy tavuklarında daha sık görülür. Bunun nedeni, Railitenia varlığının uçkunlar, karıncalar, böcekler, solucanlar veya salyangozlar gibi zorunlu ara konakçılara bağlı olması ile yakından ilişkilidir. Bu sestodlar kümes hayvancılığının daha çok dışarıda yapıldığı tropik ülkelerde daha fazla görülmektedir.

Bağırsak solucanları ile mücadele stratejileri

Bağırsak solucanları verimliliği çok ciddi şekilde etkilemektedir. Ancak çoğu enfeksiyon subklinik şekillendiğinden ve mevcut tanı yöntemleri birçok kısıtlayıcı faktör içerdiğinden dolayı enfeksiyon yaygınlığı ve ekonomik etkileri sıklıkla göz ardı edilmektedir.

Sonuç olarak kanatlılar doğru bir şekilde tedavi edilemez, dolayısıyla bu durum daha önemli ve daha yüksek hastalık baskısı yaşanmasına neden olur. İyi sanitasyon uygulamaları, all in / all out sistem (hayvanların tümünün kümese aynı anda girişi ve çıkışı) uygulamaları, temizlik ve dezenfeksiyon ile yabani kuşlarla temasın azaltılması gibi management koşullarının sağlanması, enfeksiyon baskısının azaltılmasına yardımcı olur. Fakat tam ve başarılı bir parazit kontrolü için bu şartlar yeterli olmayacaktır.

Bağırsak solucanı enfeksiyonları ancak iyi bir şekilde planlanmış mücadele stratejileri ve optimal management uygulamalarının eş zamanlı olarak yapılması ile sağlanabilir. Yüksek enfeksiyon baskısı durumunda rastgele yapılan bir tedavi yeterli kontrol için etkili olmayacaktır. Kanatlılarda bağırsak solucanları ile mücadele stratejileri prepatent (bulaşıcı yumurtaların ağız yolu ile alınıp yeni yumurtaların dışkı ile atılması arasındaki dönem) süreye dayanmalıdır. Bu nedenle 6 haftalık aralıklar ile yapılan tedaviler önerilmektedir. Bu strateji çevresel anlamda yüksek hastalık baskısını engelleyecek, üst düzeyde hayvan refahı ve performansı sağlayacaktır.

Eski ve yeni gerçekler

Benzimidazoller hala en etkili ve en güvenli antihelmintik moleküllerdir. İçme suyu veya yeme katılarak uygulanabilir. Genel olarak benzimidazollerin su içinde düşük bir çözünürlüğe sahip olduğu kabul edilir. Bununla birlikte Huvepharma®yakın zamanda AB’de kullanım için ruhsatladığı ve nanosüspansiyon teknolojisi ile ürettiği yeni içme suyu ürünü Gallifen® 200mg fenbendazole/ml ile suda optimal kullanım için güvenli bir seçenek sunmaktadır.

Huvepharma® tarafından geliştirilen bu teknoloji sayesinde fenbendazol kristalleri nanometre boyutuna düşürülmüştür. Eklenen taşıyıcı maddeler (eksipiyan) ile birlikte elde edilen çok küçük parçacık boyutu, stok solusyonda ve su tanklarında çok yüksek bir çözünürlüğe olanak tanır. İçme suyu ile kullanılan diğer benzimidazol antihelmintik ürünlere kıyasla, Gallifen®’in formulasyonu optimum kullanım kolaylığı, etkinlik ve koruyuculuk sunmaktadır.

Kullanım kolaylığı:
Zaman alan dilüsyon hazırlama aşamalarına ve ilave karıştırmaya gerek yoktur. Sıvı formulasyonu, paket içinde ürün kaybı meydana getirmeden kullanım rahatlığı sunar.

Etkinlik:
Su hatlarına homojen bir şekilde dağılması, her bir kanatlıya doğru dozda etken maddenin ulaşmasını sağlar.

Güvenli seçim:
Dozatronlarda, filtrelerde, su hatları ve nipellerde herhangi bir tıkanıklık ve çökelti meydana getirmemektedir. Gallifen®’in ‘’0’’ Gün Kalıntı Arınma Süresi, yumurtacı tavukların yanı sıra damızlık sürülerde de maksimum güvenlik sağlar.

Güçlü etki:
Gallifen® oral süspansiyon yaygın olarak bulunan Ascaridia galli ve Heterakis gallinarum nematodlarının tedavisi için AB ruhsatına sahiptir. 1 mg/kg günlük dozda 5 gün süresince kullanıldığında, A.galli üzerine %100 oranında H.gallinarum üzerine %99,4 oranında etki ettiği tespit edilmiştir (Şekil 1).

Kaynak: Bu makalenin orijinali International Poultry Production • Volume 26 Sayı 6’da yayınlanmıştır.

 

TANI YÖNTEMLERI IÇIN KISITLAYICI FAKTÖRLER

  • Nekropsi
  • Yeterli sayıda hayvan gereklidir.
  • Tavukların kısa bir süre önce ötenazi edilmesi gereklidir.
  • Gram dışkıda tipik yumurta formu ve yumurta miktarının tayini
  • Uygun fekal numune toplanmalıdır (altlık türü, numune toplama ve analiz zamanı ile analiz sayısı)
  • Dışkı numunelerinin uygun sıcaklıkta laboratuvara gönderilmesi.
  • Kümes yapısındaki farklılıklar.
  • Olgunlaşmamış formda yumurta saçılımının olmaması.

Yazı: Lieven Claerhout Huvepharma Global Veteriner Ürünleri Ürün Müdürü